Siyonist Belgesel: The Bibi Files​

Siyonist Belgesel: The Bibi Files

M Sami Zini

Yozlaşmış bir politikacının(!) yolsuzluk soruşturmalarının geçen sene başında Alex Gibney’e sızdırılması ile ortaya çıkmaya çalışan bir belgesel “The Bibi Files”. Alexis Bloom’un yönettiği ve Gibney tarafından yapımı üstlenen, İsrailli muhalif gazeteci Raviv Drucker’ın ortak yapımcılarından olduğu bu proje, Netanyahu, eşi Sarah ve oğlu Yair’in etrafında dönen kişisel çıkarları ve hırslarını konu ediniyor. 2016-2018 yılları arasında polis tarafından sorgulanmasına ilişkin kayıtlar ve görüntülerin de yer aldığı yapım işgalci rejim Başbakanı’nın kolluk kuvvetleriyle ilişkisini ve bu ilişkiyi siyasi-güvenlik krizine eklemliyor. Yani 7 Ekim’in günah keçisine işaret ediyor.

Daha önce de gündemde olan (Aralık 2023’teki bir yazı:İşgalci Terörist Başının Başı Belada) ama zamanlamasıyla dikkat çeken belgeselin yapımının sızıntıyla olması tahmin ettiğimiz şeyin hedeflendiğini gösteriyor: Aksa Tufanı’nın sorumluluğunu ve nedenlerini Netanyahu’ya ve etrafındaki kişisel ağlara dayandırmak. Filmde anlıyoruz ki Gibney ve Bloom’a göre 7 Ekim’in asıl sorumlusu Binyamin Netanyahu’dur. Onun politikalarının, müttefikleri olan Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir’in aşırı sağıyla olan ilişkisinin doğrudan bir ürünü olarak tanımlanması, siyonizmin oturduğu temel taşlarla bağlarının kopartılması hedefleniyor. Bu nedenle belgesel “siyonizm karşıtı” bir film değil. Hatta Direniş’i itibarsızlaştırmak için kullanılabilecek argümanları kullanarak apartheid rejimin meşruluğuna destek sağlıyor. Siyonist rejimi tanımayan ya da kendi içinde faşizmin olgusallığını görmekten uzak kitleler için bilgilendirmeye dönük bir çalışmadan, işgalci yerleşimci kamuoyunu da etkilemeye dönük bir yüzü ortaya çıkarıyor. Netanyahu ve filmde konu edilenlerin avukatlarının Toronto gösteriminden önce yayın ve konuşma yasağı için mahkemeye başvurmuş olması ve mahkeminin konuşma yasağını reddetmesi de işgal rejimine dair bazı ipuçlarını yansıtıyor. Gösterimi yasaklanmış olmasına rağmen belgeselde çizilmeye çalışılan portre İsrail’in çöküşünü önlemek için verilecek kurbanlık koyuna ve çiftliğine ait. Üzerindeki sis perdesinin “kirli ilişkiler” ayağıyla sadece Bibi ve avanesine odaklanması bölge ülkelerin siyaset kuramının bir benzeri. Diktatörlerin kişisel amaçlarla yolsuzluklarını çatışma ve kutuplaşma üzerinden dizayn etikleri bu kurama Bibi’nin bölgesel bir savaşı da eklemlediğine gönderme yapılıyor.

Kanada’daki gösterime hem israilden yerleşimciler hem de şehirde yaşayan yahudiler büyük ilgi göstermişler. Burada alınan bazı görüntülerin işgalcide yayınlanması sıkı bir takibe ve kontrole tâbi. İşletilen sansür uygulaması OHAL kararnameleriyle yönetiliyor. Sırf bunun için kurulan Telegram kanalına binlerce üyenin dahil olması ve bunların içinde işgalci üst düzey siyasetçilerin de olması işgalin ‘pamuk ipliği’ni gösteriyor.

2016 yılında yürütülen soruşturmada açılan Bibi Dosyalarına Netanyahu ve ailesi “saçma iddialarla siyasi temeli olan suçlamalar” olarak tepki göstermişlerdi. Mağdur olduklarını her seferinde iddia etseler de Bibi’nin kendisine yönelik iddiaları ve soruları “hatırlamıyorum” şeklinde reddetmesi ve görüntülerde Sara ve Yair Netanyahu’nun müfettişlere ve soruşturmayı yürüten polislere sert sözlerle saldırması ve küfretmesi ruh hâllerini ele veriyor. Mesela belgeselde Yair, elleri göğsünde bağlı ve yüzünde güneş gözlüğüyle ukala bir tavırla polisin önünde otururken “İsrail Polisi Stasi’dir” diyor.1 Sara Netanyahu’nun Aaron Milchan hediyeleri ve “on iki şişe şampanya” sorularına “arkadaşlar arasındaki hediyeler konusunda neden insanları sorguya çekiyorsunuz? Siz başbakanı devirmek istiyorsunuz” diye azarlıyor. Eşinin dünyanın her yerinde saygıyla karşılandığını ve kırmızı halılarda yürüdüğünü söyleyen Sarah, öfkeli, savunmacı ve suçlayıcı karakteriyle öne çıkıyor. Adı açıklanmayan, Netanyahu ailesi çalışanlarından birine göre ise, Netanyahu ailesi, ABD başkanı başta olmak üzere dünyadaki diğer ülkelerin liderlerinin sahip olduğu rahatlık ve zenginlikten etkilenerek kendilerinin de aynı koşulları hak eden elitler olarka görmekteler. İsrail’deki yasaların onlara bu koşulları sağlamaması Milchan gibi güçlü dostlarına ve diğer milyarderlere arkadaşça davranmalarına neden olmuş. Bu durumlara Netanyahu’nun yorumu ise çok tanıdık: “Bunlar arkadaşlar arasındaki hediyeler, onları iyilik olarak görmüyorum.” Milchan’dan alınan ve binlerce dolar değerindeki Küba purolarının özel ambalajlarda teslim edilmesinin ne anlama geldiği sorulduğunda ise Netanyahu: “O (Milchan) Başbakanın (kendisinin) İsrail için çok çalıştığını ve belki de israillilerin hayatlarını daha güzelleştirmek için çalıştığını biliyor ” şeklinde cevaplıyor. Tabi bu arada Milchan’ın Amerikan vizesinin uzatılması ve ticari çıkarlarından kaynaklanan vergi düzenlemeleri gibi talepleri olduğunu da ve buna uygun kararnameler düzenlendiğini de reddiyor. Milchan’ın Sara Netanyahu için yaklaşık 42 bin dolar bedelle satın aldığı bir mücevher sorulduğunda Bibi, aksini belirten delillere rağmen, kendisinin bu konuda bilgisi olmadığını iddia ediyor. Netanyahuların evinde çalışan Mani Naftali de dahil olmak üzere görüşülen kişilerden bazıları ise Sarah’ın aşırı içki nedeniyle değişken ruh hâllerine sahip olduğunu, evin içinde bazı zamanlar “bizim hayattan hiçbir zevkimiz yok” diye bağırdığını söylüyorlar. Netanyahu’nun destekçilerinden olan ve 2021 yılında ölen kumarhaneler kralı ve medya patronu milyarder Sheldon Adelson’un verdiği videolu ifadede Sarah’ın kocasının siyasi işlerine burnunu sokmayı bırakması hâlinde çok daha iyi olacağını aksi hâlde ilşkilerini sürdürmenin imkanı olmayacağını söylüyor. Belgeselde babasını zayıf gören, aşırı sağ ideolojiye sahip, medya bağımlısı bir kişi olarak tanımlanan Yair Netanyahu’nun devlet işlerine giderek daha fazla karışmasının da tehlikeli hale geldiğini iddia ediyor. Uzi Beller onun için Kudüs’te birlikte geçirdikleri çocukluk hakkında “hiç yakın arkadaşı yoktu” diyor. Belgesel bir yanıyla Netanyahu’yu doğmakta olan tipik bir diktatör olarak yansıtıyor. Bibi’nin ileride Yair’in kendi yerine geçmesini istediğine de şahitler eşliğinde buna vurgu yapılıyor. Bu vurgu sırasında ailecek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yanında çekilmiş olan bir fotoğrafları kadraja giriyor. Belgeselde Netanyahu’nun olumlu haberler karşılığında işadamı Shaul Elovitz’e çıkar sağladığı Bezeq davasına da göndermeler var. Şirketlerle olan ilişkilerin tanıdık yüzü burada da karşımıza çıkıyor. Dosyalara dahil olan ve aile ilişkileri olanların delilleri karartmaya dönük üstü örtük itirafları da ilişkiler ağının nasıl düzenlendiğini ve soruşturma esnasında yetkililerin nasıl koordine edildiğine dair ipuçları veriyor.

Belgeselin tüm yolsuzluk soruşturma delillerine rağmen Netanyahu’nun İsrail’i karmaşık hale getirmek ve kutuplaştırarak kendi kişisel iktidarını perçinleştirmek için, siyasi çözüm olasılığını önleyerek Hamas’ın gücünü koruduğunu imâsıyla bitmesi projenin siyonist bir proje olduğunu gösteriyor. Bunu Aksa Tufanı sırasında yaşananların gösterildiği ve sonrasında ağlama sesleri ve alev görtünüleri ile kapanan perdeden de anlamak mümkün. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Netanyahu ve savaş bakanı Yoav Gallant için savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle tutuklama emri talep etmesi ve İsrail devletinin statüsünün tartışmaya açılması bu manevranın nedenini de gösteriyor. Bu kurumların bugün yaptırım gücünün olmamasına rağmen siyonistlerin yaşadığı tedirginliğin yakın bir döneme de odaklanmadığını anlamış oluyoruz. Belgeselin ve sızan belgelerin Amerika’daki lobilerce ve perde arkasındaki Batılı liderlerce en azından engellenmemesinin bir nedeni de bu. Filmde Putin’in isminin sürekli ön planda tutulmasının anlaşılması da belgeselin siyonist bir proje olduğunu gösteriyor: Netanyahu’nun efendileri tarafından kurban edilmesi gerekiyor ve onun da buna direnmemesi…

Nihayetinde belgesel bize şunu söyler suçlu olan siyonist ideoloji, onun destekçisi sömürgeciler, işbirlikçiler, müttefikler ve yerleşimciler değil abisi bir kahraman ama kendisi hırslı bir adam Netanyahu ve onun ailesidir.

 

1 Komünist Doğu Almanya İstihbarat ve Güvenlik Servisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir