İşgalci Terörist Başının Başı Belada

İşgalci Terör Devleti İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya yönelik yolsuzluk suçlamaları, Salı günü aylarca süren ve uzun zamandır beklenen soruşturma sonrasında polisin Netanyahu aleyhine iki dava dosyası hazırlamasıyla sonuçlandı.

Bu Aksa Tufanı sırasında yaşanacak siyasi karmaşa için önemli.

Dosyalardan birinde, Netanyahu’nun icraatlarının olumlu bir şekilde haberleştirilmesi için büyük bir gazete ile anlaşmaya çalıştığı yer alıyor.

Diğer dosyada ise Netanyahu ve ev halkının, varlıklı kişilerden mali ya da kişisel iyilikler karşılığında menfaat elde ettiği ve rüşvet aldığı iddia ediliyor. Bir milyon şekel (yaklaşık 230.000 avro) değerinde mücevherden bahsediliyor.

Polis, Netanyahu’nun yolsuzluk, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanmakla suçlanmasını öneriyor.

Haaretz gazetesi, Sarah Netanyahu’nun doğum günü hediyesi olarak talep ettiği “pahalı bir mücevher” ve aile dostlarından biri tarafından oğlu Yair için ödenen uçak biletleri ve otel odalarını haberleştirdi. Bundan aklansa bile Sarah Netanyahu, yakın bir işbirlikçisiyle birlikte vergi mükelleflerinin hesabına on binlerce dolarlık kaliteli yemek siparişi vermekten yargılanma tehdidiyle karşı karşıya. Kendisi şişelerin depozitolarını bile Kamu Hazinesine gitmesi gerekirken cebine atmakla suçlanmıştı.

Netanyahu, utanç verici bir kaydın yayınlanmasının ardından Ocak ayında başbakanın üç evliliğinden olan üç çocuğundan biri olan Yair’e bir ahlak dersi vermek zorunda kaldı.

Yair Netanyahu, 2015 yazında Tel Aviv’deki striptiz kulüplerine yaptığı sarhoş bir gezi sırasında, İsrail’in en zengin adamlarından birinin oğlu olan arkadaşlarından birine, Başbakan’ın İsrail doğalgazını sömürmek için yapılan büyük bir anlaşma sayesinde babasına milyarlarca dolar kazandırdığını öne sürmüştü. Bunun bir “şaka” olduğunu ve alkol etkisini gerekçe göstermişti. Nisan 2023’ten itibaren ABD’ye giderek oraya yerleşen Yair Netanyahu, Siyonist kamuoyunun da oldukça nefret ettiği Netanyahu ailesinin tartışmalı isimlerinden biri.

Tasnim Haber’in iddiasına göre ise muhalefetin Netanyahu’nun şahsına odaklanmasıyla, Aksa Tufanın’daki başarısızlığın sorumluluğunu IDF’nin omuzlarına yükleyecek tartışmaları başlatma görevi aile içinde Yair’e verildi. Aksa tufanı başladığından bu yana Sarah Netanyahu Yair’in online olarak katıldığı 5 toplantı düzenlendi. Bu rapora göre, Netanyahu’nun başdanışmanı Ofer Golan, medya danışmanı Topaz Lok ve Netanyahu’nun özel kalemi Sakhi Barurman da Netanyahu’yla yapılan bu görüşmelere katılmış, Başbakan açısından tartışmalı taraflardan kaçınmak amacıyla bu toplantıların yapılmasına karar verilmişti. Güvenlik birimlerine (Aman ve Şabak gibi) ve orduya (özellikle Genelkurmay Başkanı Hertzi Halevi ve Güney Bölge Komutanı Yaron Finkelman’a) yönelik sert suçlamalar, oğlu tarafından kamusal alanda yapılmalı. Netanyahu yerine Yair, böylece savaş sonrası yenilginin suçlarını onlara yöneltecek.

Yair’in hem muhaliflerin onun Amerika’da olmasını eleştirmesi nedeniyle hem de babasının karşılaşacağı zor durum nedeniyle apar topar israil’e getirilmesi de dikkate alındığında Netanyahu’nun suyunun iyice ısındığını söyleyebiliriz.

Yair Aksa Tufanı sırasında İsrail Yüksek Mahkemesi’nin aldığı kararların Gazze sınırındaki çatışma kurallarında değişikliğe yol açtığını ve Hamas’ı 7 Ekim operasyonuna sevk ettiğini iddia etmişti. Başka bir mesajında ise 7 Ekim operasyonundan İsrail ordusunu sorumlu tutmuştu. Ofer Golan, Sarah Netanyahu’nun yönetimine karşı çıktı ve Yair Netanyahu’nun bu yayınlarını eleştirmişti.

Yönetim toplantılarında alınan kararların Netanyahu’yu sığınaktan çıkartıp ordunun başına geçmesinde etkili olduğu söyleniyor.

İşgalci kati Netanyahu, Aksa Tufanı sırasında konuşmada, bu savaşın başlangıcındaki sürprizin tüm suçunu başta Şabak (İç İstihbarat Teşkilatı) olmak üzere güvenlik teşkilatlarının omuzlarına yüklemiş ve Aman’ın (Ordu İstihbaratı), savaş başlamadan önce güvenlik kuruluşlarının herhangi bir uyarıda bulunmadığını söylemişti. Bu durumlar daha o zaman işgalci devletin ne kadar kartondan bir yapı olduğunu gözlerimizin önüne sermişti. Böylece anlıyoruz ki tüm bunlar savaşın sonunda yaşanacak kaybın hesabının çok önceden yapıldığını ve siyonist kamuoyunun kendini buna çoktan hazırlamış olduğu.

Siyonistler de 1973’te Başbakan Golda Meir’in hükümeti, Yom Kippur Savaşı’nın başlamasıyla yaşanan şaşkınlık nedeniyle istifa etmek zorunda kalmıştı ve Meir hükümeti düşmüştü. Bu kez bu kadar kolay kurtulmamaları için Gazze’de Özgür Filistin Davası için direnenler ve şahit olanlar her şeyi yaparken elinde taşı olan herkes taşları atmalı.