Hukuki(!) Olan Her Zaman Ahlaki, Ahlaki Olan Her Zaman Hukuki(!) Olmayabilir
Hukuki(!) Olan Her Zaman Ahlaki, Ahlaki Olan Her Zaman Hukuki(!) Olmayabilir*
Fatih Bütün
Diyarbakır’lı Ramazan kardeşimiz üzerine…
Her yerin bir mahremiyeti vardır. Bir eve bile gittiğimizde mahremiyetlerle örülü bir yere gitmiş oluruz. Evde veya denize girerken şort giymenin hiçbir sakıncası yokken mâile (ailecek) ev ziyaretlerini aynı kıyafetle yapamayız, ayıptır, kınanmayı hakkeden bir davranıştır.
Burada söz konusu olan da cami… Velev ki bir kilise veya sinegog olsun. Mekâna ve mekanda bulunanlara saygı önemlidir. Bu saygıyı göstermeyen/gösteremeyen kim olursa olsun kınanmayı hakkeder. Rivayetlere göre Ömer (r.a.) bir kilisede namaz kılmayı müslüman inceliği gereği reddetmiş ve açık bir alanda eda etmiştir ibadetini. Müslüman olmak bu incelikleri yakalamaktır. İslam, bu konuda hiçbir ideoloji ve dünya görüşünün ulaşamadığı ve bence asla da ulaşamayacağı bir seviyeye taşımıştır insanlığı…
Diyarbakırlı Ramazan ‘kardeşimiz’ (hoca demeyi doğru ve gerekli bulmuyorum), konuşmalarından ve tebliğlerinden muvahhidliğine şahit olduğumuz bir kardeşimizdir. Camiye gelen bir veya birkaç turisti mevcut kıyafetleriyle camiye “bu şekilde” girmelerinin uygun olmadığı konusunda uyarmış; tam da yukarıda bahsettiğim İslam’ın insanlığı taşıdığı bu hassasiyet ve incelik seviyesine davet etmiştir. Allah razı olsun. Tutanaklardan da anlaşılan budur. Ramazan kardeşimiz belki de Diyanet görevlisinin bile almadığı veya almaktan kaçındığı sorumluluğu ve riski üstlenmiştir. İnşallah, bu davranışı Rabbimden takdir görecektir. Ortalama seviye bir akla ve saygıya sahip her insandan beklenen uyarıyı anlayıp, ya kurallara uyması ya da mekânı terk etmesidir; bu beklenir.
Hakkaniyetli bir değerlendirme yapabilmek için olay daha bir görünür oldu. Ramazan kardeşimiz, bana gönderilen bir kaç ses kaydı dışında kendisini hiç tanıma fırsatım olmadı, akıl ve ruh sağlığı hastahanesine konuldu. Olabilir, bu onun sözlerinin haklılığına veya haksızlığına; doğruluğuna veya yanlışlığına ölçü teşkil etmez. Yapanlar hangi amaçla yaptılar bunu ne bilirim ne de ilgilenirim. Zira hak ve hakikatin ölçüsü bellidir. Velev ki tımarhanelik olduğu ilan edilse bile bu yine sözlerine karşı bende zerre ön yargı oluşturmaz. Mesela buna bakarak dışarıdakilerin her birinin ‘akıllı veya akledebilen insanlar’ olduğunu kim söyleyebilir! Akletmenin ölçüsünü derslerimizde işledik. Bizim inanç sistemimizdeki gibi bir taciz olayını ben görmedim. Hukukî anlamda bu kapsamda değerlendirilmiş olması başka bir konudur. Hukukilik ve ahlakilik her zaman örtüşmeyebilir. Yani bazen hukukî olan şey ahlâkî, ahlâkî olan şey hukukî olmayabilir.
Madem ki ben İslam ahlak ve hukuk sistemine inanıyorum, o halde İslam ahlakına uyup uymadığını incelemeyi öncelerim. Ramazan kardeşimiz birkaç videodan izlediğim kadarıyla gayet mutedil bir tebliğci. Maşallah, Kur’an’ın ana mesajına da sadık kardeşlerimizden biri. Mescitde ibadet edenlere saygı duyulması uyarısı bizim de uyarımızdır. Camiye ahır muamelesi geçmişte fiilen yapılmıştır. Fiziken olmasa da hükmen bu tavrı sürdürmek, en hafif ifadesiyle saygısızlıktır.
Kardeşimize selam…
Benim zaviyemden olay böyle görünüyor…
Hepinize saygı, sevgi ve hürmetler kardeşlerim
* İslâm hukuk sisteminde hukuk ile ahlak bütünlüğü esastır, birbirinden ayrı değerlendirilmez. Başlıkta ifade ettiğim hukuk seküler hukuktur. Yani, seküler hukuk sistemleriyle İslam’ın öngördüğü ahlak ve ahlakilik her zaman örtüşmeyebilir, örtüşmemesi de normaldir, şaşılmamalı. Farklı referanslara sahiptir. Uyuşturma ve buluşturma çabası bize beyhude görünmektedir.