Bir Öğretmen Düşünmek
Bir Öğretmen Düşünmek
Ezgi Zini
Her insanın sorumlulukları yani görevleri vardır. Öğretmenlerin görevleri ‘doğru bilgi’ vermektir. “Öğretmen” sözcüğü “öğret” kelimesinden türetilmiş bir sözcüktür. Buradan da anlaşıldığı gibi öğretmekle sorumludurlar. Aslında sadece ‘öğretmekle’ yükümlü değildir öğretmenler, ‘eğitmekle’ de yükümlüdürler. Yani kişiyi eğitirler. Doğru davranışlara yönlendirirler. Bu yüzden her haliyle zor bir meslektir öğretmenlik. Bir öğretmen ise gerçekten karşısındakine öğretmek ve onu eğitmek istiyorsa bunun için bazı özelliklere sahip olmalıdır. Çünkü öğrenci öğretmenini örnek alır. Onun öğrettikleriyle yön verir hayatına. İlk öğretmenimiz Allah’ın son elçisi olan Muhammed Resûl’dür. Bir öğretmen de onun gibi olmalıdır: Ayıbı yüze vurmayan, şefkatli, saygılı, dürüst, güvenilir, adaletli, hoşgörülü; karşısındakini küçümsemeyen, onu zorlamayan, İslam’a bağlı…
Bir öğretmen sadece bir dersi anlatmaz aslında. Anlattığı konunun içinde başka derslerden bir parça mutlaka vardır. Ahlak mesela, bir ders olarak görmesek bile aslında bir derstir ve ahlak dersini biz neredeyse çoğu derste görürüz; Matematik, Türkçe, Fen, Sosyal… Hepsinde ahlaktan belli bir parça bulabilirsiniz.
Öğretmen aileden sonra en çok bir arada olduğumuz ve olacağımız kişidir. İyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı, sevgiyi, saygıyı, arkadaşlığı, paylaşmayı öğreneceğimiz ve göreceğimiz kişilerden biridir. Eğer bir kişide bu özellikler yoksa zaten bunları anlatamaz. Öğrenci de öğretmenin anlattığı özellikleri öğretmende bulamazsa bu konuda öğretmenini dikkate almaz. Belki de o kişiye çok yardımcı olabilecek bir bilgi hebâ olur. Bu nedenle öğretmen anlatacağı konuyu anlatmadan önce kendi davranışları hakkında düşünür. Zaten eğer yapıyorsa anlatacağı konuyu dinleyen öğrenci mutlaka bundan ders çıkaracaktır. Bu yüzden öğretmenlik zor ama güzel bir meslektir.
Bizler de öğretmenlerimizin değerini bilmeli, onlara karşı saygılı olmalı ve okumalıyız. “Okuyun” diyor Ali Şeriati “okuyun çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.”