ABD Politikalarındaki Ölümcül Hatalar

ABD Politikalarındaki Ölümcül Hatalar

Evet başlıyor…

Zaten başlamıştı…

Önce, dünyada dönüşüm ve değişim dalgasını tsunamiye çeviren Gazze’nin Özgürlük Ordusuna selâm olsun!

 

 

Batı hegemonyasının lokomotifi Amerika’nın sorgulanma süreci entelektüel arenadan hızla sahalara yayılmaya başlıyor. Bundan sonra halkların maniple edilme ve oyalanma sürecini başlatacak olan sözüm ona güç sahiplerinin ellerindeki ipleri kurtarma gayreti de herkese bir görev olarak yazılıyor artık.

 

 

Kendi içlerinde CNN’deki Christopher McCallion gibi analistler bu işe başladılar bile.

 

“ABD politikalarındaki ölümcül hataları” izâh etmeye çalışıyor. Ona göre Amerika Birleşik Devletleri, kendisini tüketen, küresel ve yerel olarak kendisine karşı düşmanlıkları körükleyen ve Amerikan halkını kaynaklarından mahrum bırakan çatışmalara bulaşıyor.

 

 

Bunu son anketlerle de destekliyor. “Son anketler Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında hem İsrail hem de Ukrayna’ya verilen desteğin azaldığını gösteriyor.” Bunun başlıca nedenini ABD’nin Ortadoğu’da ve dünyanın başka yerlerinde yaptığı hatalar olarak görüyor. İran’da Kasım Süleymaniye’ye yapılan suikast gibi askeri operasyonlarla beraber ekonomik yaptırımlarında düşmanlığı körüklediğini iddia ediyor. Saddam’ı devirmenin büyük hata olduğunu ve aslında bu İran’ı daha da güçlendirdiğini ve ABD’nin bu gücü kontrol edilemez kıldığını düşünüyor. Diğer hatanın ise “İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim inşa etmeye devam etmesine ve Filistin-İsrail çatışmasını körükleyen ve bizi şu an bulunduğumuz yere getiren uzun Gazze kuşatmasına rağmen İsrail’e koşulsuz destek vermesi” olarak görüyor.

 

 

Christopher McCallion, “ABD, Yemen’de Husilere karşı yürütülen savaşı destekleyerek 337.000’den fazla insanın ölümüne yol açarak dünyadaki en kötü insani krizi yarattı. Çatışma vatandaşların %80’ini insani yardıma muhtaç hale getirdi.” diyerek devam ediyor.

 

 

Tüm bunlar bizim bilmediğimiz veya görmediğimiz şeyler değil. Dünyanın Amerika’dan neden nefret ettiğine dair pek çok kaynak, yazılmış kitap ve söyleşi bulabilirsiniz. Ortada yeni olan bir şey olmadığını da biliyoruz. Ancak Aksa Tufanı ile yırtıldığı söylenen maskelerin arkasında pek çok maske olduğunu da unutmamak gerekiyor. Sömürgeci mantığın tüm bunları nasıl kullanacağını ve kullandığını görmek için yakın tarihlere göz atmak yeterli. Bu nedenle yazarın “domino teorisi” dediği şeyi gözden kaçırmamak gerekiyor. Afrika’nın Fransa’ya karşı ayaklanması, Ukrayna savaşı gibi gözle görünenler dışında Filistin Özgürlük mücadelesi yakaladığı ivme ile zafer umudunu canlı tutuyor.

 

 

Kendilerini “dünyanın yol göstericisi” olarak görenlerin kendi içinde yaşayacağı kırılmada girilen döngü önemli. Onlar bunu yine anlamayacaklar ve ‘barbar hegemonya’nın taşıyıcısı olarak soykırımlarla anılacak tarihlerine notlar düşmeye devam edecekler.

 

 

Hegemonyanın keyfini süren insanlar, faşist/siyonist uydu devlet İsrail’in bu bölgede kimin için var olduğunu anlamaya başlayacaklar.

 

1- https://edition.cnn.com/2023/11/22/opinions/biden-israel-gaza-ukraine-china-mccallion/index.html

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir